Gençlerbirliği Teknik Yöneticisi Sinan Kaloğlu, meslek maksatları ortasında Avrupa’nın önde gelen liglerinde grup çalıştırmak olduğunu söyledi.
Sinan Kaloğlu, yeni dönem öncesinde Beştepe İlhan Cavcav Tesisleri’nde AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Trendyol 1. Lig’de geçen dönem son 7 maçta başşehir grubunda misyon yapan ve 100. yılında kırmızı-siyahlıların kümede kalmasında değerli rol oynayan Kaloğlu, “Burada aslında mucizeyi başardık. Benim ve grubum açısından hoş bir yıl geçti. Zorluydu fakat hoştu. Hem Altay hem de Gençlerbirliği’nde başarılı olduk. İki grubun da ligde kalması bizim için çok büyük memnunluk oldu.” diye konuştu.
Futbolculuk periyodunda Türkiye’de Beşiktaş forması da giyen, Avrupa’da Almanya’nın Bochum ve Hollanda’nın Vitesse kadrolarında oynayan 42 yaşındaki teknik adam, meslek maksadıyla ilgili soruya “Benim hedeflerim çok büyük. Avrupa’da eğitimler aldım. Türkiye’de de en yeterli eğitimleri aldım. Pro lisansı bulunan bir teknik yöneticim. Kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Almanca ve İngilizce kurslarına gidip, bu iki lisanı konuşan bir antrenörüm. Gayem hakikaten Avrupa, dünyanın sayılı liglerinde ülkemizi temsil etmek istiyorum. İnşallah da bunu bir gün başaracağım.” karşılığını verdi.
“En az 9-10 oyuncu daha almamız gerekiyor”
Sinan Kaloğlu, Gençlerbirliği’nin takım yapılanmasında ekonomik kahırlar ve genel şura süreci nedeniyle yeni dönem öncesi sıkıntılar yaşandığına dikkati çekti.
Geçen dönemden 17 oyuncuyla yolların ayrıldığına işaret eden Kaloğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bu dönem şu an 2’si kaleci, toplam 7 oyuncu geldi. Alışılmış ki ekonomik manada sıkıntı günler geçiriyoruz. Seçim süreci oldu, liderimiz tekrar vazifeye geldi. Bu mühlet zarfında konuştuğumuz birçok oyuncuyu maalesef takımımıza katamadık. En az 9-10 oyuncu daha almamız gerekiyor. Bunlarının 5-6’sı birinci 11’de banko oynayacak oyuncular olmalı. Geçen dönemden kalan yabancı oyuncularımız var. Onlardan genel manada pek randıman alamamıştık, yollarımızı ayırmayı düşündüğümüzü kendilerine bildiri ettik. Kadro arıyorlar, yabancı kontenjanını açamamamız elimizi kolumuzu bağlayan nedenlerden biri. Yerli oyunculara gelirsek de seçim devrindeki bir aylık süreç, alabileceğimiz birçok âlâ yerli oyuncuyu kaçırmamıza sebep oldu.”
Hazırlık periyodunu verimli geçirdiklerini lisana getiren Kaloğlu, altyapıdan oyuncuları da kamp takımına dahil ettiklerinin altını çizdi.
Fenerbahçe’nin de yer aldığı Harika Lig gruplarıyla 4 hazırlık maçı yaptıklarını hatırlatan Kaloğlu, “Oyuncularımız, hazırlık maçları her ne kadar Muhteşem Lig gruplarıyla da olsa çok âlâ emareler gösterdi. Oyuncularımızın çalışma tempoları çok yeterliydi. Bu dönem farklı formasyonları 3-5-2, 3-4-3 üzere dizilişleri deniyoruz. Maçtan maça da strateji ve diziliş değiştiren bir antrenörüm. Değerli olan grup bütünlüğü, rakipleri ve kendimizi âlâ tahlil etmemiz.” sözlerini kullandı.
Öncelikli amaç play-off
Kaloğlu, sorunlu sürece karşın yeni dönemde play-off’u zorlamayı hedeflediklerini belirterek, şunları kaydetti:
“İdealleri olan bir teknik adamım, hedeflerim çok büyük. Ben ve takımım, aslında geçen dönem hem Altay hem de Gençlerbirliği’nde kümede kalma sürecini çok başarılı bir biçimde atlattık. Açıkçası bu dönemle alakalı en büyük amacım, play-off’a oynayan bir kadroya sahip olup play-off’u zorlamak ve oradan çıkmak, birinci 2’den de olabilir. Fakat olmuyorsa bu sene iskelet kadroyu kurmak, bir sonraki dönem şampiyonluğun en güçlü adayı olmak. Açıkçası şampiyonluğu yaşamak istiyorum. Bu hususta da kendime güveniyorum. Doğal kulübümüzün içinde bulunduğu kuralları da göz gerisi edemeyiz. Elimizdeki takımla şu an küme düşmeyiz, olağan kurallarda bu takım yapımızla play-off’la küme düşme ortasındaki bir yerde dururuz. Gönül ister ki istediğimiz oyuncuları alabilelim play-off’un içinde olalım, birinci 2’yi zorlayalım. Lakin bulunduğumuz kurallar kimi şeyleri engelliyor. Bu sene elimizdeki bu takımla play-off’a oynayabilir miyiz? Futbolda her şey var. Geçen sene Altay’da bunu gösterdik. Herkesin küme düşecek dediği kadroda play-off hududuna kadar gelmiştik.”
Kaloğlu, Gençlerbirliği’nin 100 yıllık bir topluluk olduğuna dikkati çekerek, “Gençlerbirliği’nin yeri bana nazaran mutlaka bu lig değil. Gençlerbirliği’nin Harika Lig’de üst sıralara, Avrupa kupalarına oynaması, altyapısından ulusal oyuncular çıkarması, bunları da dünya piyasasına taşıması gerekir. Bu da plan ve proje gerektirir. Bunun için de evvel sağlam adımlarla gitmek gerekir.” biçiminde görüş belirtti.
Gençlerbirliği Lideri Niyazi Akdaş’ın ekonomik sorunları aşmak için elinden geleni yaptığını tabir eden Kaloğlu, “Başkanımızın biraz yalnız kaldığını düşünüyorum. Ankara’nın bu türlü esaslı bir topluluğa sahip çıması gerekir. Sponsorluk manasında kim bize ne katkı sunarsa çok seviniriz. Taraftarlarımız bize takviye oluyor, onların daha fazla kombine almasını isteriz. Belediye liderimizi (Mansur Yavaş) ziyaret ettik, sağ olsun yardımcı olacağını söyledi. Bu tip şeyler esaslı bir topluluğun ayakta kalmasını, bacasının tütmesini sağlar. 2 bin-2500 lisanslı oyuncusunun olduğunu düşünürsek Gençlerbirliği sahiden bacası tüten bir fabrikadır ve daima de tütmesi gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Efe Sarıkaya ile Manchester City ve Atletico Madrid ilgileniyor”
Kaloğlu, altyapıya çok ehemmiyet veren bir teknik yönetici olduğunun altını çizerek, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Süper Lig’de Altay’da misyona geldiğimde son haftalarda 16 yaşında Efe Sarıkaya’yı oynattım. Daha sonra da ulusal gruplara gitmesine vesile oldum. Altay Kulübü, Efe için çok önemli bonservis piyasası belirledi. Manchester City, Atletico Madrid üzere kulüpler Efe ile ilgileniyor. Gençlerbirliği’nde imza günümde altyapıyı ziyaret ettim. Orada da Seçkin hocamız çok âlâ çalışmalar yapıyor. Ben de mümkün olduğunca onu yalnız bırakmak istemiyorum. Ancak geçen dönem son 7 hafta burada bir cenderenin içindeydik. Açıkçası başımızı kaldıramadık zira bizim için her maç finaldi. Bu sene onlarla daha çok ilgileneceğim. Aslında kampa 16 yaşında çocukları götürdüm. Hiç çekinmeden Fenerbahçe ile oynadığımız hazırlık maçında 45 dakika oynattım. Çocukların bu seviyeyi görmelerini istedim.”
