Teknik yöneticimiz Fatih Terim, Üstün Lig’in 42. haftasında oynadığımız Helenex Yeni Malatyaspor maçının akabinde yayıncı kuruluşa değerlendirmelerde bulundu.
Teknik yöneticimiz Fatih Terim’in maç sonu dönem değerlendirmesi şu formda:
“41 maç, 42 hafta ve sıkıştırılmış bir lig kolay değil. Yalnızca korona virüsle ve rakiplerle uğraşmıyorsunuz. Birçok ögeyle bir arada uğraşıyorsunuz. Oyun içinde herkes var. Oyuncularımla vedalaşırken, helalleşirken teşekkür ettim. Biz hiç bırakmadık. Florya hiç bırakmadı. Çok da yaklaştık. Çok kolay bir hesapla Denizli’de ve burada bir gol yemesek şampiyonduk. Burada 5-6 gol atmamız gerekirdi. Kısmet değilmiş. Florya’da çalışanlara, oyuncularıma, emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma, teknik heyetime sonuz teşekkür ediyorum. Bizi samimi olarak destekleyen Galatasaray taraftarlarına, topluluktaki çok büyük bir çoğunluğa buradan teşekkür ederim. O kadar çok şeyle uğraştık ki… “
GALATASARAYLILIĞIMLA GURUR DUYUYORUM
“TFF ve heyetlerine göğsümüzü germişken, onlara teşekkür edenlerle bile karşılaşıyoruz. Basınla, televizyonla, hakemle, kurumlarla, federasyonla başka farklı uğraştık. Bir de içeriyle uğraştık. Çok önce bitirmemiz gerekirdi bu yarışı. Takımlar ne olursa olsun… Bizim daha evvel bitirmemiz gerekirdi bu işi. Bize çok önemli yaralar verdiler. Dönem başında bu yana her şeye bakabiliriz. Buna karşın, herkese, her şeye karşın olabilir miydik?… Bu dönem şampiyon olsaydık, her şampiyonluğun kıssası ve ‘buna rağmen’ kısmı vardır. Buna karşın kısmı çok fazla olacaktı. Ben bu yarışta Galatasaraylılığımla, Galatasaraylılıkla gurur duyuyorum. Yarışı en hoş biçimde götürdük. Herkese karşı… Çok kolay değil. Ben yalnızım dediğim vakit çok şey söz ettim; fakat anlamadılar. Maalesef o denli. Hasebiyle dramatik bir kayıp oldu. Yenilen goller ve atılmayan penaltıyla… Bunun üzere birçok şey söyleyebiliriz. Rakiplerin hepsini tebrik ederiz. 41 maç; çarşamba – pazar , salı – cumartesi ortası oynamak kolay değil. Herkes konutundayken biz patlamış mısır ve çekirdekle karşılarına geçip televizyondaki aktörleri oynadık. Herkesin vaktini hoş geçirmesini sağladık. Deplasmanlar ve seyahatlerle korona virüs tehlikesinin içindeydik.”
“Cezalar… Bize gelince fazla fazla verildi. Güçlü olmazsanız size herkes az ya da çok dokunur; lakin dokunur. Dokunulmaz olmak için güçlü olmak lazım. Galatasaray’ın daima güçlü olmaya muhtaçlığı var. Dışarıdaki rakipler, aleyhimize çalışanlar, düşmanlarımız bile bildiğimiz şeyler; lakin içerideki kimileri çok daha tehlikeli. Galatasaray bunların hepsini aşmalı.”
“Oyuncularımı verdikleri gayret için tekrar tebrik ediyorum. Kendileriyle gurur duyuyorum. Galatasaraylılığımla da gurur duyuyorum.”
“Sezonu en külfetli en alevli vaktinde oyunculara, hocalara söylenen şeyler olacak iş midir? Sonradan bunu çok hoş pazarlayıp, ‘ben onları hırslandırmak için söyledim’ laflarını geçelim…Bunlar ayıp şeyler. Biz bunların hepsini aştık. Hiç seslenmeden hem nezaketimiz hem terbiyemizle… Galatasaray’ın çok öbür meseleleri var. Haziranda seçim yapacaksınız. Transfer ne vakit? 8-10 oyuncu dönecek ülkesine. Sonra? Her şeye karşın Şampiyonlar Ligi’nde eleme oynayacaksınız. Galatasaray’ın ekonomik, idari ve teknik olarak çok kıymetli bir yapılanmaya muhtaçlığı var. Bu kadar borcun altında 5-6 lider adayı olması fevkalade. Ümit ederim herkes hazırlıklıdır. Herkes Galatasaray’ın sorunlarına derin olarak hakimdir. Üç seneliğine gelip kıymetli kaynaklar bulmadan, enkazı temizlemeden rastgele bir yer gidemeyiz. Banka yetiş imdadımıza biçimiyle Galatasaray hiçbir yere gitmez. Tahminen beyaz gömlek giyip genel olarak problemlerimiz ve bunun devası nedir… Bu türlü bir borcumuz da olabilir. “
“Geçen hafta maç bitiyor… Yayıncı kuruluşta sevgili kardeşim Güntekin Onay, Malatya 9 maçtır hiç 3 gol yemedi diyor. Şayet bir kulüpseniz, ben büyük kulübüm diyorsanız her şeye hâkim olacaksınız. Ben anlamadım ne demek istediğini. Üç yediler şimdi… Güntekin’den şunu da beklerim… Lig beşincisi de 7 gol yedi fakat biz hiç sorgulamadık demedi. Ondan bunu da beklerdik. Buna misal birçok şeyi Galatasaray’a dokundurmamak gerek. Galatasaray o kadar büyük bir topluluktur ki hangi taşın altını kaldırsan bir tane Galatasaraylı çıkar. O büyüklük çerçevesinde davranmak lazım. Biz onların hepsini anlıyoruz. Galatasaray’ın hocasına ve oyuncusuna o denli kolay ilişilmemeli. Ne demek istediğimi herkes âlâ anlıyor. Daha da uygun anlatacağım hiç merak etmesinler. Benim egzajere etmeyeceğimi, hatta Galatasaray’ın düzgünlüğü için vakit zaman eksik söyleyeceğimi bilirler. Bunların hepsiyle savaşmak, kurumun yapacağı iş. Biz bunların hepsiyle savaştık. İşin garibi içeriyle de savaştık. O daha da tehlikeli.”
“Onun için geldiğimiz yer benim hiç hoşlandığım bir yer değildir. Şampiyon olmalıydık. Şayet bir kusur var ise, inanıyorum ki en büyük kusur benimdir. Taraftarlarımız haklarını helal etsinler. Onlara verdiğim kelamdan hiç dönmedim. Zati 31 Mayıs prestijiyle da sözleşmemiz bitiyor. Gereğine uyduk. Kimi vakitler istifa vakitleriydi. Ben Galatasaray’ın hatrı için yapmadım. Bunu da ilan ettim. Kelamımızı yerine getirdik. Durum bundan ibarettir.”
GALATASARAY’A VE GALATASARAYLILIĞA BAKIŞ AÇIM HİÇ DEĞİŞMEDİ
“Galatasaray için çok kıymetli günlerin arefesindeyiz, yalnızca şampiyonluk yahut Avrupa kupaları manasında değil. Galatasaray, kıymetli bir tercih yapacak ve ben bir Galatasaraylı olarak bunun değerinin uygun bilinmesini, şahsî kanıların bir kenara bırakılıp, ortak paydaya Galatasaray’ın alınarak hareket edilmesi gerektiğine inanıyorum. Benim Galatasaray’a ve Galatasaraylılığa bakış açım, hiç değişmedi. Bunu tahminen sıkça tekrarlamak durumunda kalıyorum lakin bir yandan daima hatırlatma gereği de hissediyorum açıkçası.”
“Bu, işin Galatasaraylılık kısmı.”
“Bir de burada, teknik yönetici olarak üstlendiğim çok sayıda sorumluluk ve sahip olduğum prensipler var. Benim mukavelem bu ay prestijiyle sona eriyor ve haklı olarak birçok soru alıyorum bu bahiste. Beşiktaş maçından sonra oyuncularımın gösterdiği fevkalade performansın gölgede kalmaması ismine, Müsabaka sonrası düzenlenen basın toplantısında yöneltilen sorulara verilecek yanıtları ötelemek istediğimi söylemiştim.”
Elbette ki benim de kendime nazaran yanıtlarım var, söyleyeceğim kelamlar ve paylaşmam gerektiğine inandığım gerçekler var; lakin Galatasaray’ın kaybedecek tek günü yok. Ben her seçim devrinden evvel olduğu üzere, üzerime düşeni ve kendime yakışanı yapacağım. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.Ancak Galatasaray, rekabet hâlinde ve yarış içinde iken dahi geleceği planlamalı ve tüm alternatifleri ile birlikte bir sonraki meydan okumasına hazır olmalı.
“Üzülerek söylüyorum ki, bu hafta sonunda dahi grubun teknik yöneticisi, gelecekte kulübümüze birçok farklı alanda, hâlâ yeşil alanda yahut idari, teknik manada yararlı olacak kaptanı da dahil olmak üzere birçok oyuncusu hür kalacak. Kiralık olarak takımımızda bulunan oyuncular, tahminen gruplarına dönecek tahminen farklı ekiplere gidecek. Şu anda takip ettiğimiz yahut görüştüğümüz yurt dışındaki oyuncuların tercihleri öteki olacak. “
“Gelecek dönemlerin planlaması için gerekli adımların atılması, Galatasaray’ın her vakit en güçlü olması ve sahip olduğu özellikleri müdafaası ismine çok kritik süreçteyiz. Umarım herkes bunun farkındadır.”
